11 Haziran 2011 Cumartesi
Dallas'tan şampiyonluk yüzüğüne bir adım daha!
NBA finali Doğu Konferansı şampiyonu Miami Heat ve Batı Konferansı Şampiyonu Dallas Mavericks arasında özellikle son çeyreklerin nefes kestiği maçlarla devam ediyor. Serinin 5. maçı Dallas için mutlak galibiyetle sonuçlanması gereken bir maçtı, öyleki Miami'ye 3-2 geride giderek son iki maçı deplasmanda alması çok ta olası bir durum olmazdı. Bu final bizlere, tribünleri coşturan smaç üstüne smaç yapan yıldız oyuncuların bireysel yeteneklerini konuşturmalarının, takım oyunu oynamanın verdiği sonuçla aynı olmadığını gösteriyor. Miami' nin Lebron, Wade, Bosh gibi oyunu domine eden yıldızları, takım olmayı başaran ve bu ruhu sahaya yansıtan Dallas karşısında beklenilenin altında bir performans sergiliyor. Mavs'in 7 kişilik rotasyonuyla göstermiş olduğu bu şampiyonluk eforu yüzükle taçlanmalı (ki bu yüzüğü efsane oyuncular Nowitzki ya da Kidd'in alması halinde kariyerlerinin kreması olacaktır, bu durumda Miamili oyunculara da stres bileziği vermek lazım : )). Aynı zamanda bir ironi var ki o da, "Yoksa Dallas bizi 2006 'nın rövanşına mı hazırlıyor?" sorusunu akıllara getiriyor.
7 Haziran 2011 Salı
Roland Garros 2011
Blogumdaki ilk yazıma Fransız pilot ve tenisçi olan, 1916'da Akdeniz'i geçerken geçirdiği bir uçak kazası sonucu hayatını kaybetmesi üzerine adının Fransa Açık Tenis Turnuvasına verildiği Roland Garros'la başlıyorum. Bu turnuva, zemin topun oyunda daha fazla kalmasına neden olduğundan, en fazla keyif aldığım ve sürpriz sonuçları da beraberinde getirdiği tek toprak sahada oynanılan Grand Slamdır. Hoş Roland Garros sürpriz bir şekilde mi sonuçlandı? Hayır. Turnuva başladığında finalde görmek istediğim iki isim vardı. İspanyol Nadal nam-ı diğer Rafa ve İsviçreli Federer. Bu ikilinin oyunu seyrine doyum olmayan bir seremoni gibidir. Turnuvanın galibi Rafael Nadal oldu. Rafa, toprak kortta gösterdiği güç ve dayanaklılığıyla neredeyse durdurulması imkansız olan bir solak. (doğuştan solak olmayıp, amcası aynı zamanda antrenörü olan Toni Nadal'ın çalıştırmaları sonucu tenise solak başlamış.) Bunun yanında alçakgönüllü ve efendiliğiyle de (kızım olsa elimi öptürür verirdim diyeceğim cinsten : )) insanların sempatisini kazanmış olan tenisçi aldığı bu galibiyetle Roland Garros'u 6 kez almış olan İsveçli efsane tenisçi Björn Borg'u yakalamış, bizlere de VAMOS RAFA dedirtmiştir : )
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)